Bu Blogda Ara

11 Temmuz 2010 Pazar

İstanbulin...

Keyifin bugünkü adı İstanbulin,

İstanbulin bir cafe ,Eminönü'nde eski Sümerbank ın yanında üst katı Sümer restaurant .

Pazar tembelliği içinde bugünü sakin geçirme telaşındayken, Berna aradı bugün ne yapıyorsun? planın ne ? diye , lahana gibi oturmak diyemedim buluştuk :) iyide oldu .

Sultanahmet de Cafer ağa medresesi vardır ,vakti zamanında oranın öğrencisiydim herkez teshiptti ,hattı, takıydı,ebruydu dersleri alırken bendeniz gitar dersi alıyordum .(Ne alaka dimi?)

Orada oturup huşu içinde muhabbet edip ,kahvelerimizi yudumlayıp , fallarımıza baktıkdan sonra yürüyerek Cağaloğlu'ndan Sirkeci'ye indik veee soluklanmak gerekti bi nebze ,İstanbulin'de oturduk .

Bi kere dekarasyon iyi eskiyi severim ,garsonlar iyi güleryüzü severim ,tabi çabukluğuda...

Genelde turist ağırlıklı, ortamda rahatsız edici bi gürültü yok ve temiz, fiyatlar uygun Eminönü için güzel bi mekan türk kahvesi içip bi soluklanmak için tavsiye ederim, biz sevdik.

Sonrasında Mısır çarşısından geçip çarşının küçüklüğümden beri sevdiğim baharat kokusunu soluyarak Malatya pazarından biraz alışveriş yapıp, Sufi ve Efenin takılarına bakarken kendimizi kaybetmeye ramak kalmıştı ki teker teker mağazaların ışıkları sönmeye başladı saat 18.30 u
gösteriyordu sanırım gitme vakti gelmişti :( aklım kaldı ama neyse ...
Akşam vapuru ile Kadıköy'e geçerken , biras yorgun ama mutluydum ,güzel bi gündü Berna iteklemen için teşekkürler...

Yarın pazartesi yazarım yine..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder