Bu Blogda Ara

9 Aralık 2010 Perşembe

İnci..




Beyoğlu..

Çalıştığım ,eğlendiğim ,sevdiğim,renkli,
anılarla dolu dopdolu...
Sizinde vardır mutlaka Beyoğlu ile kesişen bir anınız mesela o eski tramvayla Taksimden Tünele gitmiş olabilirsiniz kimbilir belki Ağa Cami durağında inip vitrinlere bakarak insan kalabalığının içinde kaybolmuş yada bir cafeye oturup
soluklanıp sakin sakin sürekli değişen insan resimlerini seyre dalmışsınızdır kimbilir?

Benim Beyoğlum annemin anlattığı haliyle şekillenmiş ,çok düzgün mütena bir yer Markiz ,Lebon ve İnci şık giyinen insanlar herkeze herşeye özenli 1950 yıllarının İstiklal Caddesi ..

Şimdi Beyoğlunda çalışıyorum ara sokaklarına biraz ürkek sadece cadde ,Nevizade, Asmalı, Galata kafamdaki Beyoğluyla zor oluyor ama arada eskiye dokunuyorum mesela İncide taburede oturup profiterol yiyor ve İnci ne zamandır burada ve kimler geldi geçti bende burdayım diyorum ,diyoruz ama artık bitti İnci kapanıyor gazeteler bile yazmış ama ben bugün öğrendim :( üzüldüm acaba kaç kez daha bu son diyerek İnci ye gidip biraz tarihe dokunacağım :( Ya işte böyle size tavsiyem kapanmadan bi gidin gözlerinizi kapatın sizden önce milyonların aldığı tadı almaya çalışın zira o an İnci de yaşıyacağınız son kez olacak çünkü artık bizim dokunduğumuz eskiler yaşanmışlıklar hızla yok olacak..

O yüzden bugün buruk bir keyif aldım adı İNCİ...

5 Aralık 2010 Pazar

pazarrrrrrr :)


Iyyyy :( yine pazar , pazar gününe haksızlık pazartesi gününden önce geldiği için yapılır.Zavallı Pazar günü hem çok keyifli hemde yarının iş günü olmasından dolayı hüzünlüdür,

Heleki bugünkü gibi kasvetliyse keyif alacak bişi bulmak kesin gereklidir ,
Şöyleki
-Uyuşukluk ve isteksizlikden sıyrılıp sinemaya gidilebir,
-Bir arkadaşınla ki bu arkadaş can dostun olmalı sıcak bi kafede oturulup muhabbet edilebilir,
-Evden dışarı adım atılamıyorsa, atabilen arkadaşlar sizin eve çağrılıp keyifli bir pazar toplantısı yapılabilir,
... işte böyle yapılabilir , gidilebilir , görülebilir vs vs vs.

Diyelim yapamadık bugünü aileye ilgi günü ilan edip evde oturup güzel bi keyif kahvesi eşliğinde muhabbet edilebilir bugün benim yaptığım gibi buyrun sizde gelin diycem ama bugün pazar, şimdi sizin işiniz veya planınız vardır :))

Görüşmek üzere..

Vildan

Not:Belki fala yetişirsiniz :)

27 Kasım 2010 Cumartesi

Dürtüldümmmm :)




Çok keyifli gelen bişiydi ilk başda , yazıyordum yok yok öyle sanıyordum sonra sözümü unuttum sıkıldım...

Sanırım kış geldi uyuştum, neden koptum anlamadım seni ihmal ettim seni ve az sayıda ama çok değerlilerim blog takipçilerim yani canım arkadaşlarımı :),

Sonra bugün hatta 10 dk önce canım Öslem bana blog sayfasını mail atmış beğendim beğendim ne kelime geberdim müthiş olmuş ve gaza geldim yazıyorum belkide saçmalıyorum ama olsun bişi yapıyorum yazıyorum meşgulüm kendime geliyorum ,

Resmen dürtüldüm korkun benden :)))

Vildan ...

Öslem bu ortancalar sana :)

ÖZLEM'S CORNER: Ortancalar...

En sevdiğim çiçekdir ortancalar, onlar biraraya gelmiş bir yığın çiçekden oluşmuş kocaman pastel bir demettir bakınca çok kuvvetli her yerde yetişebileceklermiş sanırsın ama narindir aslında (yıllardır yazlığımızda yetiştiremedik ..)eline sağlık Öslem süper olmuş biliyorsun ben de bizim ailenin ortancasıyım :) nedense büyükler küçükler bide onların ortasında doğanlar vardır ailenin ortancaları, hayatta duruşları hep kuvvetli görünen ama aslında kırılgan olabilen ...

4 Ağustos 2010 Çarşamba

AŞK...

Ne zamandır yazamıyorum :( sol elimde yavaş yavaş...
Kolum alçıda temiz bi kırık :) sadece 3 hafta çok şükür..

Bugün Elif Şafak okudum kitabın ismi AŞK...
Aşkla okudum haz aldım,ders aldım, beğendim...

Sadece size 38. kuralı yazıyorum ...
Yaşadığım hayatı değiştirmeye,kendimi dönüştürmeye hazırmıyım? diye sormak için hiçbir zaman geç değil.Kaç yaşında olursak olalım,başımızdan ne geçmiş olursa olsun,
tamamen yenilemek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık.
Her an her nefeste yenilenmeli.Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli..

İşte bunun gibi 40 kural ve yaşamı hazmediş var eserde..

BUGÜN KEYİFİN İSMİ AŞKKKKKKK

okumanız dileğiyle, görüşürüz.

20 Temmuz 2010 Salı

huzur ...

Sabah Ağustos böceği ve dalga sesleri ile uyanmak,üstelik saat 7.30 tatildesiniz ..
Kahvaltıdan önce Çam ağaçlarının yeşilinin yansıdığı denize girip yüzünüzü yıkamak şöyle bi yaşadığını hissetmek ve tüm bunlar için dua etmek ...yüzmek yüzmeek ,açılıp bide karaya denizden bakmak dağları görmek, pırıl pırıl gökyüzünü ,yüzüne vuran güneş ışıltılarını hissetmek ohhhhhhh Allahım yaşıyorum ,teşekkür ederim,teşekkür ederim..

İnsanların birbirine günaydın dediği ,ayaküstü bazen çokk uzun sohbetlerin edildiği samimi bir otelde keyifli bir tatil yapıyorum, Turunçt'ayım bazende Amos'da.. keyifin adı belki tatil, belki deniz , belkide...

ama bence keyifin adı huzur...........

Vildan

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Sanırım % 50 :))

Ben geldimmm...

Keyifin bugünkü adı alışverişş :)))


Bu öğlen Beyoğlundaki J'key de bişiler bakıyoruz , indirime girmişde :)
bilirsiniz biz bayanlar hep uygun bişiler buluruz, bu bize verilmiş bir lütuf ya...
Neyse, kasanın oradaki takılar ve gözlüklere bakınırken bir bayan müşteri
gözlükleri deniyor tezgahtarda o gözlükle ilgili bilgi veriyor,
Bizde duyuyoruz ,
..Kadın hımm bu güzelmiş dedi.
..tezgahtarda evet zaten indirimede girdi derken
..Kadıncağız sanırım % 50 dedi gözlüğün bir camına yapışık etiketi göstererek..
..çünkü sadece %50 görebiliyorum :)))
..tezgahtar evet dedi ve nakavt oldu gülmekden tabi bizde :))müşteride..

Teşekkür ediyorum hala küçük ayrıntılardan bişiler çıkarıp bize kocaman bir gülümseme
hediye eden herkeze, hep gülün hemi, gülmek için hep bi bahanemiz olsun..

hoşçakalınnnnnnnn

13 Temmuz 2010 Salı

Keyif nefes aldığımız heran..

Güzel işte özetle....

Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,
İkincisinde daha çok hata yapardım,
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım,
Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım,
Temizlik sorunum olmazdı,
Daha çok riske girerdim,
Seyahat ederdim daha fazla,
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır,
Daha çok nehirde yüzerdim,
Görmediğim birçok yere giderdim,
Dordurma yerdim doyasıya,
Ve daha az bezelye,
Gerçek sorunlarım olurdu,
Hayali olanların yerine,
Yaşamın her anını gerçek ve
Verimli kılan insanlardandım,
Yeniden başlayabilseydim eğer,
Yalnız mutlu anlarım olurdu,
Yaşam budur zaten,
Anlar,sadece anlar,
Sizde anı yaşayın,
Hiçbir yere yanında
Termometre ,su ,şemsiye ve
Paraşüt olmadan gitmeyen insanlardandım ben,
Yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım,
Ve sonbahar bitene kadar
Yürürdüm çıplak ayaklarla,
Bilinmeyen yollar keşfeder,
Güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım,bir yaşam şansım olsaydı eğer,
Ama işte seksen beşindeyim,
Ve biliyorum ,ölüyorum.

Anlar... Jorge Luis Borges

Ben gittim sanırım ayakkabılarımı çıkaracağım ... hadi sizde geç olmadan

12 Temmuz 2010 Pazartesi

İBRAHİMMM :)

Selam,

Bugünün keyfi serviz şöförümüz İbrağam bey... kendisi yeni şöförümüz olur..
cuma akşamı beni bu sabah alacağı yeri tembih edip gönül rahatlığı ile haftanın ilk günü tüm enerjimle beni alması gereken yerde bekliyorum.
İbrahim bey yerine telefon geldi
-- Vidan hanım ben geldim yoksunuz ?
--Nerdesiniz ? dedim
--Yüksek bi apartmanın önünde ceviz ağacının altındayım diye cevap geldi..
-- Sonrasında ya sabır çekip :)peki dedim bana belirliyici bişey söyleyin ne var etrafınızda?
-- Pastane ve taksi durağı..
-- İsimlerini alim dedim..
--Cevap İbarahim..
bundan sonrasını hatırlamıyorum:) sanırım bayıldım ama üstün gayretlerimle bu sabah o servise bindim ve burdayım ama kabul ediyorum ne kadar sinirlensemde bugün keyifin ismi İBRAHİMMMMM :)))

11 Temmuz 2010 Pazar

İstanbulin...

Keyifin bugünkü adı İstanbulin,

İstanbulin bir cafe ,Eminönü'nde eski Sümerbank ın yanında üst katı Sümer restaurant .

Pazar tembelliği içinde bugünü sakin geçirme telaşındayken, Berna aradı bugün ne yapıyorsun? planın ne ? diye , lahana gibi oturmak diyemedim buluştuk :) iyide oldu .

Sultanahmet de Cafer ağa medresesi vardır ,vakti zamanında oranın öğrencisiydim herkez teshiptti ,hattı, takıydı,ebruydu dersleri alırken bendeniz gitar dersi alıyordum .(Ne alaka dimi?)

Orada oturup huşu içinde muhabbet edip ,kahvelerimizi yudumlayıp , fallarımıza baktıkdan sonra yürüyerek Cağaloğlu'ndan Sirkeci'ye indik veee soluklanmak gerekti bi nebze ,İstanbulin'de oturduk .

Bi kere dekarasyon iyi eskiyi severim ,garsonlar iyi güleryüzü severim ,tabi çabukluğuda...

Genelde turist ağırlıklı, ortamda rahatsız edici bi gürültü yok ve temiz, fiyatlar uygun Eminönü için güzel bi mekan türk kahvesi içip bi soluklanmak için tavsiye ederim, biz sevdik.

Sonrasında Mısır çarşısından geçip çarşının küçüklüğümden beri sevdiğim baharat kokusunu soluyarak Malatya pazarından biraz alışveriş yapıp, Sufi ve Efenin takılarına bakarken kendimizi kaybetmeye ramak kalmıştı ki teker teker mağazaların ışıkları sönmeye başladı saat 18.30 u
gösteriyordu sanırım gitme vakti gelmişti :( aklım kaldı ama neyse ...
Akşam vapuru ile Kadıköy'e geçerken , biras yorgun ama mutluydum ,güzel bi gündü Berna iteklemen için teşekkürler...

Yarın pazartesi yazarım yine..

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Nihayet..

Tembelim kafamda yapmak istediğim bir yığın şey var , bunlardan biri yazmak ama aklıma ne gelirse yazmak .
Bugün bu saatte ilk adımı attım ve kendime bir blog oluşturdum. nihayetttt...

Bugün Cumartesi televizyonda dünya kupası maçları var Uruguay Almanya ile oynuyor bu maç 3. yü belirliycek 1-1 skor Ben Uruguay taraftarı ilan ettim kendimi eh Gana elenince mecburen.
Anlaşıldığı üzere zayıfı tutma içgüdüsü heryerde kendini gösteriyor bende, sanırım bu fazlaca bi duygusallık malesef :(

Bundan sonra okuyan olsun yada olmasın hayatımda yaşadığım bütün küçük büyük sevinçleri yazmaya karar verdim ,acılarıda hayat onlarsız olmuyor..

Dışarda temmuz ayında hiç rastlanmayacak türden bir yağmur var ve ben haftaya izne ayrılacağım sanırım valizime bir yağmurluk eklemeliyim,

Görüşelim..